Uluslararası alanda ihracat çok önemlidir. Ülkeler yaptıkları ihracat ile ülkelerine döviz kazandırmakta ve ekonomilerini güçlendirmektedirler. Ülkemizde de her yıl artan oranda ihracat yapılmaktadır. İhracatta pazar değişimlerini de çok iyi analiz etmek gerekmektedir. Özellikle tarımda tercihler çok fazla değişmeye başlamıştır. Organik ürünlere olan talepte çok fazla artış gözlenmektedir.
Genel olarak bakıldığında bir tarım ülkesi olmamıza rağmen ihracatta çok iyi yerlerde olduğumuz söylenemez. Zaman içerisinde GDO’lu ürünlere izin verilmesi kendi tohum, fide ve fidanlarımızın yok olmasına neden olmuştur. Bu noktada TBMM Genel Kurulu’nda 2010 yılında kabul edilen Organik Tarım Esasları ve Uygulaması kanunu ile birlikte organik üretim bilinci artmaya başlamıştır. Üzerinde eko etiket bulunan organik tarım ürünleri dünyanın çeşitli ülkelerine pazarlanmaya başlamıştır. Normal tarım ürünlerine göre çok daha fazla ekonomik getirisi olan organik ürünlerin ihracata da çok önemli katkıları olmuştur.
Organik Üretim Nedir?
Organik üretim günümüzde çok fazla duymaya başladığımız bir kavramdır. Tarımda çok daha fazla duymaya alıştığımız organik üretim tekstil, kozmetik, kimya, yapı malzemeleri gibi sektörlerde de karşımıza çıkmaktadır. Genel anlamda organik üretim, formülünde herhangi bir kimyasal bileşen bulunmayan, tüm üretim süreçleri kontrol altında tutulan ve üretim aşamasında eko sisteme zarar verilmeyen ürünler için organik üretim adı verilmektedir.
Organik Üretimin Amacı
Organik üretimin amacı insanı ve doğayı korumaktır. İnsan sağlığını korumak için doğal yöntemler kullanılarak ürünler üretilmeye başlanmıştır. Bunun yanında eko sistemin korunması da organik üretimin temel amaçları arasında yer almaktadır. Son zamanlarda çevre kirliliği, küresel ısınma, ozon tabakasının delinmesi ve doğal afetlerin artması bu konuda toplumları daha fazla bilinçlenmeye zorlamıştır. Organik üretim ile doğal kaynaklar korunur, geri dönüşümü kolay olan ve insan sağlığını tehdit etmeyen ürünler üretilmektedir.
Türkiye’de Organik Üretim
Ülkemizde organik üretim bilinci son 30 yılda her geçen gün artmaktadır. İlk olarak 1980’li yılların ortalarında organik tarıma başlanmıştır. O dönemlerde herhangi bir yönetmelik ya da kanun bulunmamaktaydı. AB ülkelerininde faaliyet gösteren firmaların ülkemizdeki üreticilerden talepte bulunması ve kendi standartlarına göre üretim yaptırması ile başlanmıştır. Özellikle kuru gıda ürünleri üzerine Manisa’da organik üretim yapılmıştır. 1993 yılına kadar hiçbir standart ya da hukuki süreç olmadan ülkemizde organik üretim yapılmıştır.
Türkiye’de organik üretimde en önemli dönemde 1994-2002 yılları arasındadır. Bu yıllar arasında organik üretimle ilgili bazı yönetmelikler çıkartılmıştır. Başta Ego Bölgesi olmak üzere ülkemizin çeşitli yerlerinde organik üretim faaliyetlerine başlanmıştır. Organik üretim konusunda asıl önemli adımlar 2003 yılından itibaren atılmıştır. 2004 yılında TBMM’de çıkartılan Organik Tarım Kanunu ile birlikte tüm standartlar belirlenmiştir. 2011 yılı TÜİK verilerine göre Türkiye’de 225 farklı organik ürün üretilmektedir. 40 binin üzerinde organik tarım yapan çiftçimiz bulunmaktadır. Aynı verilere göre 1,5 milyon tonun üzerinde organik tarım üretimi yıllık olarak yapılmaktadır.
Aynı verilere göre Türkiye 32 farklı ülkeye organik tarım ihracatı yapmaktadır. İhraç pazarlarımız arasında Fransa, Almanya, İngiltere, İtalya, Hollanda ve Danimarka başı çekmektedir. Özellikle dondurulmuş meyveler, kuru kayısı ve kuru üzüm en fazla ihracat yaptığımız organik ürünlerdir. Bunun yanında pamuk, nohut ve mercimek de en çok ihraç ettiğimiz organik ürünler arasında yer almaktadır. Ülkemiz bazı AB ülkelerinden organik ürün ithalatı da yapmaktadır. Gelecek dönemde uygulanan devlet teşvikleri ile birlikte ülkemizde organik üretimin daha iyi noktalara gelerek ihracata çok önemli katkılar sağlayacağını düşünüyoruz. Bunda özellikle AB ülkelerinde artan talebi gösterebiliriz.